Türk Cumhuriyetinin 100. Yılı Kutlu Olsun

Türk Cumhuriyetinin 100. Yılı Kutlu Olsun

29 Ekim 1923, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin doruk noktasıydı ve bu mücadele, cumhuriyetin ilanıyla taçlandı. Cumhuriyet, Türkiye’yi çağdaş bir ulus olarak dünya sahnesine taşıdı. İnsan haklarına saygı, eğitim, demokrasi, bilimin teşvik edilmesi ve laiklik gibi değerler, cumhuriyetimizin en değerli taşlarından.

Bir Yüzyıl Geçti!

Bir yüzyıl geçti ama yüreğimizde hâlâ aynı gurur, aynı coşku! 29 Ekim 1923, ülkemizin bağımsızlığını ve özgürlüğünü simgeleyen bir gün olarak tarihe damga vurdu. 


Türk milleti, pek çok zorluğun üstesinden geldi. Savaşlar, ekonomik sıkıntılar, siyasi dalgalanmalar… Ancak her zorluğun üstesinden gelerek cumhuriyet değerlerine olan bağlılığımızı hiç kaybetmedik. Bu bağlılığımız, ülkemizi daha dayanıklı ve güçlü kıldı. 


Cumhuriyetin 100. yılı aynı zamanda genç nesiller için büyük sorumluluklar içerir. Geleceğimizi inşa etmek ve cumhuriyetin değerlerini korumak, gençlerin omuzlarındadır. Bilim, teknoloji ve en önemlisi eğitim, bu mirası daha ileriye taşımanın anahtarıdır. 


‘’ Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. ‘’ Mustafa Kemal Atatürk


Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı, geleceğe umutla bakmanın ve yeni başarılar peşinde koşmanın zamanıdır. İşte bu yüzden bir araya gelmeli, birbirimize destek olmalı ve ülkemizi daha parlak bir geleceğe taşımalıyız.


Cumhuriyetin 100. yılına geldiğimizde bugünün genç nesilleri olarak geçmişimizi ve mirasımızı daha yakından tanımalıyız. Geleceği şekillendirmek bizim elimizdedir ve bu sorumluluğu birlikte taşımalıyız. Türkiye Cumhuriyeti’nin gençleri olarak daha aydınlık bir Türkiye için birlikte çalışmalı ve cumhuriyetimizi daha ileri taşımalıyız. 


Nice 100 yıllara Türkiye Cumhuriyeti!


Türkiye Cumhuriyeti Nasıl Kuruldu?

1876 yılına kadar Osmanlı Devleti mutlak monarşi anlayışıyla yönetiliyordu. Modernleşme adımlarının sıklaştırıldığı Tanzimat Dönemi’nde yapılan toplantılarda cumhuriyet fikri asla kabul edilmemişti. Bunun yerine meşrutiyetin kurulması yeterliydi. Bu tarihten 1918 yılına kadar da meşru monarşiyle yönetildi. 

1. Dünya Savaşı boyunca cephelerde büyük yenilgilere uğrayan Osmanlı Ordusu zor zamanlar geçiriyordu. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla sonuçlanan savaşın ardından Mustafa Kemal Paşa liderliğinde başlatılan Milli Mücadele süreci, halkın egemen konumda olduğu cumhuriyet anlayışının ilk örneklerinden oldu. 


Erzurum Kongresi’nin ardından 23 Temmuz 1919’da yayımlanan bildiride yer alan egemenlik maddeleri cumhuriyetin çok yakında kurulacağını öngörüyordu. 


Mebusan Meclisi’nin dağıtılması üzerine Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi, üstün yetkilerle donatılmış kişilerden oluşuyordu. Meclisin 20 Ocak 1921’de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunu açıkça ilan etmişti. Saltanat hükümetinin halk üzerinde egemenlik kurmasına ve cumhuriyet anlayışını reddetmesine karşı meclis, 1 Kasım 1922 yılında aldığı kararla saltanatı kaldırmıştır. 


1 Nisan 1923 yılında Mustafa Kemal’in emriyle yeni bir anayasa tasarısı hazırlıklarına başlanmıştı. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda egemenliğin halka ait olduğu açıkça belirtilse de başkent ve yönetimi açıkça ilan edilmemişti. İsmet İnönü’nün de içinde olduğu bir grup Ankara’nın başkent olmasını meclise sundu ve 13 Ekim 1923’te fikir kabul edilerek Ankara resmi olarak başkent ilan edildi. Tüm bu hazırlıklar tamamlanınca da Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’nün yönetim biçiminin cumhuriyet olması adına hazırladıkları yasa değişikliği tasarısı, 29 Ekim 1923’te meclis tarafından kabul edildi. Böylece cumhuriyet, resmi olarak ilan edildi. 


Cumhuriyetin İlanı

Cumhuriyetin ilanı, Ankara’da 101 pare top atışıyla duyuruldu. Başta Ankara olmak üzere ülkenin dört bir yanında bayram havasında kutlandı. 


Cumhuriyet, bir fikir ve bu fikre inananların eseridir. Savaşlar silahla olsa da zaferlerin silahla kazanılmadığını gösteren en büyük derslerden biridir cumhuriyetin ilanı. Cumhuriyetin 100. yılında bu sorumlulukları bilmenin önemini her daim hatırlanmalı. Kendi sorumluluğunu unutan bir kişi, ne için savaştığını nasıl hatırlayabilir? ,

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.